Cerrahi Olarak Yerleştirilen İşitsel Cihazlar ve İlgili Hizmetler: Haklar ve Sınırlar
- Vestibulo Cochlear

- 1 Ağu
- 2 dakikada okunur
İşitme kaybı yaşayan çocukların eğitim ortamlarında “ilişkili hizmetler” (related services) kapsamına hangi desteklerin girdiği, bazen kafa karıştırıcı olabilir.
Özellikle iç kulak implantları veya koklear implant gibi cerrahi olarak yerleştirilen tıbbi cihazlar söz konusu olduğunda, hangi hizmetlerin kapsam dışında bırakıldığını ve hangilerinin hâlâ bir IEP (Bireyselleştirilmiş Eğitim Programı) kararıyla sağlanabileceğini bilmek önemlidir.

1. “İlişkili Hizmetler”in Kapsam Dışı Bıraktığı Uygulamalar
Cerrahi implant: Cihazın kendisi (koklear implant veya benzeri) ilişkili hizmetler kapsamında değil.
Optimizasyon ve programlama (mapping): Cihazın işitsel haritalarının ayarlanması veya yazılım güncellemeleri bu tanımın dışında kalıyor.
Bakım ve onarım: Cihazın periyodik bakımı, pil değişimi, arıza giderme ve cihaz değiştirme işlemleri de “ilişkili hizmet” olarak sunulmuyor.
Bu hizmetler, tıbbi cihaz üreticisinin veya sağlık kurumlarının sorumluluğunda olup mali ve idari yükümlülükleri farklı kanun ve yönetmeliklerle düzenlenir.
2. IEP Ekibinin Takdir Yetkisi ve FAPE Hakkı
Her ne kadar yukarıdaki işlemler “ilişkili hizmetler” tanımına girmezse de:
Çocuğun eğitimde Ücretsiz ve Uygun Kamu Eğitim Hakkı (FAPE)’ni alamaması söz konusuysa,
IEP Ekibi, cihazın işlevselliğini destekleyen hizmetlerin gerekliliğine karar verebilir.
Örneğin;
Tercih edilen dinleme pozisyonlarının öğretilmesi,
İşitsel terapist eşliğinde cihazdan yararlanma stratejilerinin geliştirilmesi,
Sınıf içi akustik düzenlemeler veya FM sistemleri kullanımı
gibi müdahaleler, IEP Ekibi tarafından “ilişkili hizmet” olarak belirlenirse sunulabilir.

3. Kamu Kurumlarının Cihaz Takibi ve Güvenlik Sorumluluğu
Yasal düzenlemeler, okul veya ilgili kamu kurumlarının şu sorumluluklarını da açıkça tanımlar:
Sağlık ve güvenliğin korunması: Çocuğun nefes alma, beslenme ve diğer temel işlevleri sekteye uğramasın diye cihaz dışı yaşam destek ekipmanlarını okula giderken de izleme zorunluluğu.
Aygıtın işleyişinin rutin kontrolü: Dış bileşenlerin (mikrofon, kablo, pil yuvası vb.) hızlıca çalışıp çalışmadığının günlük/pratik kontrolleri, §300.113(b) gereği yapılmalıdır.
Bu takip, çocuğun hem okul hem de taşımalı eğitim sürecinde kesintisiz erişimine hizmet eder.
İşitme kaybı olan çocukların eğitimde tam katılımı, hem tıbbi cihaz desteği hem de eğitsel-işitsel stratejilerin doğru kombinasyonuna bağlıdır. Cihazın cerrahi yerleştirilmesi ve bakımı tıbbi hizmetler alanına girerken; işitsel strateji eğitimi, çevresel düzenlemeler ve bireysel terapi gibi müdahaleler “ilişkili hizmetler” kapsamına dâhil edilerek, çocuğun FAPE hakkı eksiksiz sağlanabilir.








Cerrahi olarak implante edilen işitme cihazları ve ilgili hizmetler konusunu gördüğümde, hemen şunu düşündüm: burada önemli olan insan hakları ve şeffaf kurallardır. Bu her zaman iki tarafı ilgilendirir: olanaklar ve sınırlamalar. Hasta için, kendisine neyin hakkı olduğunu, hangi hizmetlerin desteğe dahil olduğunu ve kanunun sınırlarının nerede başladığını bilmek önemlidir.
Finans alanında da bir zamanlar benzer bir durum yaşamıştım: körü körüne hareket ediyordum, imkanlarımın nerede olduğunu, risk sınırlarının nerede olduğunu anlamıyordum. Sonuçta, sonuçtan çok kaos vardı. Durum, klasik yatırımlarla (hisse senetleri, tahviller, endeksler) çalışan sisteme bağlandığımda değişti.
Orada her şey net: haklar var — temel analitiklere, stratejilere, şeffaf koşullara erişim. Kısıtlamalar da var — sıkı risk yönetimi, sermaye dağıtım kuralları. Bu “yapı” bana ilk kez huzur verdi. Kaosla mücadele etmenin gerekmediğini…